Ruhumuzun Bedenimizi Terk Etmesi
Cenabı hak Kıyamet suresi 29. Ayeti celilede Euzubillah bismillah, Velteffetis saku bis sak. Ölüm korkusundan ayaklar birbirine dolaştığında, buyuruyor. Bu ayakların birbirine dolaşması hadisesini ölen herkes gibi bizlerde yaşayacağız. Nasıl bir korku ki hücreleri ölmüş olan ayaklar birbirine dolaşıyor?
Bu ayeti celileyi tefsir sadedinde 3 hadis şerefimizle konuyu daha derinliğiyle anlamaya gayret edelim. Rasulullah (sav.) bir hadisi şeriflerinde; Şeytanın şerrinden Allah'a sığınırız, buyurdular. Yani ölüm anında şeytanın şerrinden sığınabilmenin yolu hayattayken sığınmaktır. Çünkü o zaman şuurumuz, bilincimiz, cesaretimiz, gayretimizle bunu yapmak mümkün olmayabilir. Şimdi sığınacağız bereketini o zaman göreceğiz.
Ümmü Seleme annemiz; Vefat eden kişilerin yanında kişi son nefesini verirken. Ona Esselamu alel murselin, velhamdülillahi rabbil alemin, deyiniz buyuruyor. Ümmü Seleme (ra.) annemiz bunu peygamberimizden duymuş olduğunu ifade etmemekle birlikte bizler onun mutlaka peygamberimizden duyduğunu aktardığına kani olarak dolaylı bir hadis şerif gibidir. Bu tavsiye ayrıca Saffat suresinin 181. ve 182. ayetiyle aynı olduğunu görüyoruz.
Bununla ne kastedildiğini baktığımızda 2 şey akla geliyor. Alel murselin derken mürsel ellerin üzerine olsun anlamına gelir ve kendisine risalet verilen demektir. Yani kendisine risalet verilen 2 kişiden biri ya da ikisi ölen bir müslümanın yanında olacak. Bu ölüm esnasında yanımızda olacak olan şerefli kişi kimdir ki ona selam veriyoruz? Birinci ihtimal peygamberimizin ruhaniyetidir. İkinci ihtimal de Hazreti Cibril aleyhisselâmdır. Çünkü Cibril aleyhisselam 4 büyük melaikenin en büyüğü ve resuludur. Bunu Meryem suresinde, Hac suresinde, Fatır suresinde ve İsra suresinde görüyoruz.
Rasul olan bir peygamber yeni bir kitap, yeni bir şeriat getirir. Ama melâikenin resulü olan Cebrail (as.) Cenabı hakkın melaikelere verdiği görevleri onlara tebliğ eder. Ayrıca Cenabı hakkın sevgili kullarının kalplerine ilham olunan şeyleri getirip onların kalplerine ilka ediyor ki iblis içerisine bir şey karıştıramıyor. Üçüncü olarak da gördüğümüz rahmani rüyaları bu melaike gösteriyor.
Burada rüya konusuna kısaca bir giriş yaparsak; İnsanlar 3 değişik rüya görür. Bu 3 değişik rüyaların ikisinin bir kıymeti yoktur. Onlar güncel, mesleğiyle ilgili, yaşantısıyla ilgili İblisin karıştığı rüyalardır. Ama uyurken ruhunun arşa çıkması orada secde etmesine izin verilip sonra levhi mahfuzdan bazı bilgiler gösterilmesine rahmani rüya diyoruz.
Ölen kişiyi evdeki imkanlara göre mümkün olduğu kadar yüzünü kıbleye döndüreceğiz. Çünkü ruhu kabzetmekle görevli melekler kıble cihetinden gelirler.
Her insanın ve cinninin birinci kat semada birisi iniş birisi çıkış 2 tane kapısı vardır. İniş kapısından günlük olarak rızkımız indirilir. Çıkış kapısından da ikindi ve sabah namazından sonra günde iki defa amellerimiz çıkartılır. Vefat eden kişinin bu iki kapısı da kapanır. Yanımızda sürekli amellerimizi yazan ketebe melekeleri görevlerini tamamladıkları için Cenabı haktan yeni görev beklerler. Cenabı hak onlara Siz ölen kişinin kabri başında kıyamete kadar oturup tespihat yapacak, Hamd edecek ve tekbir getirip vefat etmiş bu kişinin ruhuna hibe edeceksiniz buyurur.
Cenazeye Katılım
Cenazeye katılım kişinin dünyadaki yaşamına, kazancına göre farklı olur. Kiminin cenazesine az katılım olur kimine çok olur. Cenazeye katılanların bir kısmını görür bir kısmını göremeyiz. Kimler katılır diye baktığımızda;
1-Salih kullar katılır. Cenabı hak cenazeye katılan salih kullar hürmetine ölen kişinin birçok günahını bağışlar. Katılan bu kullarımın duası ve olumlu şahitliklerinden dolayı kişinin birçok günahı affolunur.
2. Cenazeye bizim görmediğimiz Müslüman cinler katılır. Hatta bazı cenazelerde insan suretine girmiş halde çıplak gözle görülmüşlükleri vardır.
3- Bazı cenazelere melekler topluluğu katılır. Hazreti peygamberimiz sahabelerin cenazelerine katılan melâikelerin sayısına kadar bildirmiştir.
4- Kendilerine musade edilen bazı ruhlar cenazede bulunurlar. Bunları görmemiz mümkün değildir.
5- Şehitlerin ruhları kendileri gibi şehit olmuşların cenazelerine katılırlar.
6-Bazı cenazelere beyaz elbiseli kişiler katılırlar. Bunlar ricali gaipten olup hayattadırlar. Sayıları yaklaşık 124.000 civarında olan bunlardan Cenabı hakkın müsade ettiği belli bir kısmı bazı kişilerin cenazesinde bulunurlar. Bunların ricali gaipten olduğunun alameti farikası başlarındaki takyelerinden ayaklarındaki çoraplarına dek elbiselerinin bembeyaz olmasıdır. İmam Hafız Muhaddis Celalettin Suyuti Hazretleri bu maddeye ek olarak bazı cenazelere önceden vefat etmiş müminlerin ruhları beyaz kuşlar şeklinde katıldıklarını haber veriyor. Bu kuşlar seher vaktinde Hazreti Peygamberimizin mübarek kabri saadetinin üzerinde uçtuğu görülen bir gerçektir.
Ya Sin Suresi Meselesi
Kuranı kerim ölülere okumak için mi indirildi, kabirde okununca o kişiye ne faydası olacak da okuyorsunuz? Gibi bir birinden mülevves sözleri duymuşsunuzdur. Hazreti Makil bin Yesar (ra.)’dan rivayet edilen bir hadisi şerifte Peygamberimiz (sav.), Yasin suresini ölülerin yanında okuyun, buyurdular. Kişinin ölüm sekeratında veya kabir sahibinin ruhunu ziyarete gittiğimizde kabir ziyareti dediğinizde Yasini şerifi okuyacağız. Bizler de gerek okuduğumuzda gerek okuyanı dinlediğimizde Ya Rabbi, dinlediğimiz veya okuduğumuzdan hasıl olan sevabı falanın ruhuna hediye eyledim diyeceğiz. Hediye ettiğimizde bizden bir şey eksilmez. Sevabı paylaşmış oluruz ama bu paylaşma azalmayan bir paylaşmadır. Bu hadisi şerif; İbni Ebi Şeybe’nin Musannifinde, Ebu Davut, Nesai, İbni mace, Ahmedi hanbeli Hazretlerinin müsnedi, Taberaninin mucemul kebiri, Hakim, Beyhakinin süneni ve şuabul imanı, İbni hibban, Muhaddis Hafız Tayalisinin müsnedinde mevcuttur.
İbrahim En Nehai Hazretlerini kısaca tanıyarak vefatı eden kişinin sekerat anındaki durumu ile ilgili bazı sözlerini aktaralım. İbrahim En Nihai Hazretleri, tabiinden olan büyük bir muhaddis ve fakihtir. Kuranımızda sahabe ve tabiinden övgüyle bahseden 6 tane ayet vardır. İbrahim En Nihai Hazretleri, İmam Azamın hocası Hammad’ın hocasıdır. İbrahim En Nihai Hazretlerini ise Hazreti Alkame ve Hazreti Mesruk yetiştirmiştir. Onları da Ayşe annemiz ve Abdullah ibni Mesud (ra.) yetiştirmiştir. İbrahim En Nihai Hazretleri Haccacı Zalim döneminde Irak’ta yaşamıştır. Haccacı Zalim İbrahim En Nihai Hazretleri’ni din işlerinin en tepe noktasına getirmek istiyordu. Böylelikle onun şöhretinden yararlanıp kendi zulmüne ortak edecekti. İbrahim En Nihai Hazretleri bunu kabul etmediği için öyle zulümler gördü ki bir gözü görmez hale geldi, aşırı derecede de zayıftı. İbrahim En Nihai Hazretleri, dini hiçbir konuda hayatında bir kez olsun tartışmaya girmemiştir. Kendisine fetva sorulmasından asla hoşlanmazdı. Cevap vermek zorunda kaldığı zamanlarda şu helal bu haram demezdi. Sadece bu mekruh olabilir veya müstehap olabilir derdi. Helalı, haramı hiç ağzına almazdı. Çünkü helal kılan da haram kılan da rabbimizdir. Şöhretten kaçındığı için ders esnasında öğrencilerin içerisine oturur onların arasında kısık bir sesle ders verirdi. Çok Salih bir zattı. Aşırı derecede fakirdi.
Bu zatı kısaca tanıdıktan sonra ölen kişiyle ilgili tavsiyelerine gelirsek; Ben ashabı kiramdan ve tabiinden gördüm ki, Hayızlı kadınların ölmek üzere olan kişinin yanında iştinat etmesini yani o odadan uzak durmasını isterlerdi. İkinci olarak da diyor Cünüp olanların da o odayı terk etmesini isterlerdi. Çünkü Ümmü Seleme annemizin buyurduğu gibi Esselamu alel murselin… diye buyurduğu üzere gerek Peygamberimizin ruhaniyeti, gerek Cebrail aleyselamın ruhaniyeti gerekse de Azrail aleyhisselam ve beraberindeki 14 melaikeler böyle bir ortamda oturamazlar. Bundan dolayı o kişilerden orayı terk etmesi istenir. Herhangi bir zorunluluk olmadıkça bu cünüp hayızlı kişilerin vefat eden kişiyi yıkamaları uygun değildir.
Burada fıkıhtan bir parçaya değinelim. Kadınların arasında bir erkek vefat etmiş o erkeği yıkayacak ikinci bir erkek yoksa kadın vefat eden eşini yıkayabilir. Bakara suresinde Euzubillah bismillah, İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları zevceleri kendi kendilerine 4 ay 10 gün de iddet beklemelidirler, buyuruyor. Bu ayeti celile zaruret halinde kadının kocasını yıkayabileceğine delildir.
Hazreti Ebubekir (ra.) efendimiz aralıksız yıl boyu oruç tutan hanımı Üveys kızı Esma (ra.)’ya vefat ettiğimde o gün için orucunu bozup beni sen yıkacaksın diye vasiyet etti. Ve Hazreti Esma (ra.) annemiz islam tarihinde ilk kez bir kadın eşini yıkamış oldu.
Erkekler arasında bir kadın vefat ettiğinde o kadını yıkayacak bir kadın bulunmazsa erkek hanımını teyemmüm yaptırır. Eğer eşi de yoksa kadının birinci derece mahremi olan bir kişi teyemmüm yaptırır. Eğer o da yok ise Salih, takva sahibi herhangi bir erkek eline bir bez sarıp teyemmüm yaptırır.
Hazreti Ömer Efendimizin rivayet ettiği bir hadisi şerifte Rasulullah (sav.) Efendimiz, Ölmek üzere olan yakınlarınız sizin görmediğiniz bazı şeyleri görürler, buyuruyorlar. Bunlar ruhaniyet aleminden gelenleri görürler. Ve onlara bizim duymayacağımız bazı şeyler söylenir. Tam o anda İblis oraya yılan gibi sokulur. Cenabı hak Araf suresinde bismillah, Atiyannahum buyurur ki İblis gerek hayattayken gerek ölüm esnasında gerekse kabir suali esnasında onların önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağına yemin eder.
Burada ön, ileriye dönük kurduğumuz hayallere karışıp şehevi hayalleri kurduracak diyor. Arka ise doğru mu yaptım, yanlış mı yaptım diye sürekli şüpheye düşürüp huzursuz eder ve sonu hastalık derecesine varır. Üçüncü sağlarından buyuruldu ki sağdan gazap ve öfke verir. Bu öfke kişiye sürekli hatalar yaptırır. Dördüncü olarak soldan geldiğinde de şehvet verir. Bu sadece erkek kadın arasındaki şehvet değildir. İnsanın nefsine zevk veren her şey şehvettir.
Acaba Rabbimiz alt ve üst cihetten saldırmasına neden müsaade etmedi? İmam Maturidi ve İmamı Fahrettin Razi Efendilerimiz alt ve üst cihetinin zikredilmemesine dikkat çekiyorlar. Üst yeryüzündeki tüm canlılarının rızkının geldiği yerdir. İblis rızkımıza vesvese verebilir ama asla azalmasına çoğalmasına musallat olamaz. Cenabı hak onun rızık alanına musallatının önünü kesiyor.
Alt ciheti ise bir hadisi Şerifte Peygamberimizin Ya Rabbi tahtı gazabından yani alttan gelecek gazabından sana sığınırım diye dua ettiğini görüyoruz. Tahtı gazap yani ayaklarımın altından gelecek gazap zelzeledir. (olmuş geçmiş ise depremdir, olacak ise zelzeledir, deprem ve zelzele farklıdır) Peygamberimizin o duasında rabbim sana sığınırım buyururken deprem ve zelzeleyi işaret etmektedir. Kısa süre önce ülkemizde yaşanan deprem musibetine yönelik olarak bizler de sürekli olarak, El hafiz olan yüce rabbimiz deprem musibeti imtihanımızı hitama erdir. Ülkemizde öldürücü ve yıkıcı zelzelelerin olmasına izin verme diye dua etmemiz elzemdir. 14 tane secde ayetimizi okuduktan sonra secde edip secdede dua etmeliyiz. Çünkü secdede edilen dua daha makbuldür. 14 secde ayetini tek tek okuyup secde edebileceğimiz gibi hepsini birden okuyup ardından top yekun secde edebiliriz. O secde de bu deprem ve zelzele için dua edersek rabbimiz inşallah bunu önleyecektir. Biz duamızı deprem olmasın diye etmiyoruz. Çünkü biz dua etsek de etmesek de deprem olacaktır. Bu sünnetullah kanunudur. Biz öldürücü ve yıkıcı zelzele olmasın diye dua ediyoruz. Bu ayrıntıya dikkat edelim.
Diğer bir cepheden baktığımızda da deprem aslında büyük bir nimettir. Depremde ölenler şehitlik rütbesi alırlar. Bir de depremin olduğu yerler dünyanın en verimli yerleridir. Yeraltındaki madenler, şifalı sular yeryüzüne çıkar.
İblis kendisine yardım eden kâfir cinler, münafık cinler, kafir insanlar, münafık insanlara bu ölenin yanından ayrılıp onun iman etmesine sebep olacak fırsatı vermeyin, diyor. İblis bir tanedir. Ona yardım eden yukarıda saydığım guruplar ise şeytandır.
Demek ki İblis Cenabı hakkın Müslüman kullarına dünyadaki nimetlere şükür ettirmemek için bu dört cepheden kuşatıyor. Cenabı hakkın en ağırına gelen, en kahrettiği, Müslüman kulundan beklemediği davranış onun şükürsüzlüğüdür. Kul şükür etmesin nimeti azalsın, sıkıntı yaşasın, sıkıntı yaşayınca da Allahu tealaya asi olsun İblisin istediği budur. Rabbimiz 9 surede şükretmiyorsunuz diye ağır şekilde ikaz eder. Sağın solun ideolojik rüzgarlarının etkisinde kalıp da bu şükretmeyenler kervanına katılanlardan olmayalım.
Euzubillah bismillah, kul huve lillezine amenu huden ve şifaun… Ey rabbimiz bizim hidayetimizi daim eyle. Kuranımızı ruhsal ve bedensel rahatsızlıklarımıza şifa eyle. (Fussilet/44.) El fatiha.
Comments