Musibeti ulu çınar gibi düşünürsek deprem o çınarın sadece küçük bir dalıdır. Kuranımızda yaklaşık 120 ye yakın ayette anlatılır.
2 ana temel musibet vardır.
1-İptila Ve İmtihan Musibetleri
Rabbimizin katından biz kullarına rahmet ve ikram olarak takdir ve tayin olunan iptila ve imtihandır. İptila ve imtihan musibetleri ilk görünüşte kötü bir durum olduğunu düşünürüz ama derinliğinde ve sonrasında büyük bir rahmet ve ikram olduğunu görürüz.
Enfal suresinde Rabbimiz Esteuzibillah, … ve li yubliyel mu'minine minhu belaen hasenata… Allah bunu mümin. Bir imtihana tabi tutmak için yapmıştı, buyuruyor. Burada iptilanın güzel olduğunu rabbimiz hasena kelimesiyle ifade ediyor. Bu grup musibetlerin güzel olduğunu, faydalarına sonra şahit olacağımızı, bu kelimenin altında bize gizlemiştir.
Bakara ve Nisa suresinde Bismillah, … Ve asa en tekrehu şey'en ve huve hayrun lekum, ve asa en tuhıbbu şey'en ve huve şerrun lekum vallahu ya'lemu ve entum la ta'lemun. Olur ki bir sizin için hayırlı iken Siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, sizin için kötü iken siz onu seversiniz. Cenabı hak sizin bildiğiniz ile bizim bildiğimiz o kadar zıt ki sizin hoşunuza giden aleyhinize, size musibet olarak görünen de sizin lehinizedir. Allah bilir, siz bilmezsiniz buyuruyor.
2- Bela Ve Fitne Musibetleri
Bela ve fitne musibetleri içinde şerri getiren hayrı pek olmayan, nefislerimizin arzularını kendi irademiz ile icra ederken oluşturduğumuz olumsuzluklar sebebiyle tahakkuk eden karşılaştığımız olumsuzluklar bela ve fitne musibetidir.
Hac suresinde bismillah, …ve in asabethu fitnetuninkalebe ala vechihi… Eğer bir fitne ve mihnet isabet ederse yüzü üzerine geri döner. Herkesin fark edeceği şekilde yüzünün rengi bozulur. Yüzündeki tebessüm gider.
Gerek iptila ve imtihan musibeti gerek bela ve fitne musibeti her ikisi de cenabı hakkın rahmeti, onayı ve izni ile gerçekleşir. Bir yaprağın kımıldaması dahi 4 merakip üzere vukua gelir. Bu kuranı kerim'de 11 surede 14 tane ayetle anlatılır. Bir tanesinin mealine baktığımızda Bismillah, Ma esabe min musibetin illa bi iznillah… Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez. 14 ayette ifade edildiği üzere cenabı hakkın izni olmadan hayır da şer de tahakkuk etmez. Cenabı hak, ilim sıfatı ile zatından başka hiçbir şey mevcut değilken ilim sıfatı ile kader planlamasında olur diye yazmıştır. Tırnak içinde olacak değil olur diye yazmıştır. Cenabı hak olacak dese o anda olur. Olaylar yıllar sonra tahakkuk edeceği için olur olarak yazılıdır.
Musibetlerin tamamı kainat yaratılmadan evvel kaydolunmuştur. Cenabı hak 3 surede bunu muadil ayetlerle bize ifade buyurur. Bismillah Kul len yusibena illa ma keteballahu lena… Bizim başımıza ancak Allah'ın bizim için yazdığı şeyler gelir. Bunun dışında bir şeyin gelmesi mümkün değildir,buyurur.
Bütün başarılarda şunu yaptım, şöyle çalıştım, kadar ter döktüm ve başardım demek insanın nefsini ilahlaştıran cümlelerdir. Çünkü bütün başarılar Allah'ın fazlı ve biz insanlara lutfudur.
Bütün musibetler de Allah'ın ilmi ezelisinde levhi mahfuzda yazılmış takdiridir. Mukadder olan musibetten kaçmakla hiç kimse kurtulamaz. Kişiye bir musibet takdir olunmuş ise ne kadar kaçarsa kaçsın o musibetten kurtulamaz. Tek çare Allah'a sığınmaktır.
Kuranı kerim bittiği zaman söylediğimiz amenna ve saddakna Sözü doğru ve sözünde sadık olan rabbimin sözlerine inandım, iman ettim anlamına gelir. Hadisi şerif bitince de doğru sözlü olan peygamberimizin söylediğine inandım ve iman ettim anlamında da sadaka Resulullah deriz.
Kuranımızda tam 8 ayette Amenna vehum la yuftenun, siz inandık demenizle bırakılıp nefislerinizin denenmeyeceğini mi sandınız? Buyurur ki iman ettik dediğimiz anda imtihana tabi tutulacağımızı haber veriyor. Yani bir müslüman'ın iman ettim demesi yeterli olmuyor.
Musibetleri bir çınar'ın dallarına benzetmiştik. İşte bizler sayısını bilemeyeceğimiz kadar musibetle farklı şekillerde imtihan ediliriz.
Musibet Nedir?
Musibet, bir canlıya şiddetle dokunan hadise ya da felaketin adıdır. 1- Bedenimize acı zarar, organlarımıza eksiklik veren herşey musibettir.2- Ruhumuza ızdırap ve hüzün veren her şey musibettir. 3- Aklımızın kaybına sebep olan şeyler musibettir. 4- Ölüm, hastalık, işkence, açlık, susuzluk musibettir. 5- Züğürtlük musibettir. 6- Seller, yangınlar, kuraklık, afetler, evlerin ve şehirlerin yıkılması, arazilerin zayi olması, zelzele musibettir.
Deprem olup biten, Zelzele ise bir saniye sonra olacak depremin adıdır, ikisi aynı şey değildir. Deprem de zelzele de sünnetullah kanunu yani tabi afettir.
Araf suresinde haber verildiği üzere Mahsullerde azalma olduğu zaman kafirler müslümanları sorumlu tutarak Siz Medine'ye geldikten sonra uğursuzluğunuzdan dolayı bizim hurmalarımız yeterli olmadı dediler.
Hadi şerifte buyurulur ki, Müminin başına hoşlanmadığı bir iş gelirse bu çok hafif dahi olsa musibettir. Bir sivrisinek ısırsa dahi musibet olur. O sivrisineği öldürebiliriz belki ama ona hakaret edemeyiz. Cenabı hakka isyan edemeyiz. Bu sineği haşa niye yarattın diyemeyiz. Eğer şükredersek isyan etmediğimiz için bu musibetler küçük günahların affına vesile olur.
Bela ve fitne nefsimizin suçundan kaynaklanır. İptila ve imtihan ise rabbimizin ikramıdır. Kuranımızda 6 surede 7 ayeti celilede Bismillah, Ma esabeke min hasenetin fe minallah, ve ma esabeke min seyyietin fe min nefsike… sana ne iyilik gelirse Allah'tandır, Sana ne kötülük gelirse kendi nefsindendir, buyuruyor rabbimiz.
Cenabı hak rahmetiyle, merhametiyle hoşnut ve razı olarak kafirler, münafıklar ve ateistlerin de rızıklarını verir. Bunların şehevi arzularını, kötü niyetlerini de yaratıyor ki onlar yerine getirebiliyor, yaratmasa yerine getiremezler. İşte bu adalettir.
Müslümanları için iyiliği yaratmak rabbimizin fazileti ama kötülüğü yaratmak rabbimizin adaletidir. Günahlarımızın sebebiyle fitne ve bela musibetleri yağmur gibi yağar ki işte bu insanların kendi yaptığının karşılığıdır.
Hazreti peygamberimiz bu ayeti celile nazil olunca Hazreti Ali efendimizi yanına çağırdı. Ey Ali dünyada başınıza gelen hastalık, hüzün, cefa veya musibet gibi şeyler kendi yaptıklarınız yüzündendir. Allah dünyada iken cezasını çektiğiniz için ahrette sizi tekrar cezalandırmayacak kadar müsamahakârdır, buyurdu.
Rabbimiz dünyada iken sizleri bağışladığı şeyler için ahirette aynı günah sebebiyle ikinci kez ceza vermeyecek kadar yücedir. Bu kadar merhametlidir. Bu da bizim için büyük bir lütuftur.
Deprem sebebiyle yıkılan binalar için Cenabı hak 7 ayette nefislerinizin karşılığı dedi. Dün zemin etüdü yapıp sağlamdır diye rapor verenler, daha çok para kazanma arzusuyla demirinden çimentosundan ve işçiliğinden çalanlar, az bir dünyalık karşılığında mevzuata uygundur diye imza atanlar ve ruhsat ve oturum izni verenlerin yükümlülüklerini yerine getirmeyip kader demeleri kendi kusurlarını örtmek içindir. Bu cümleyi söyleyebilmek için eksiğimiz ve kusurumuz olmamalıdır. Eksik ve kusurumuz varsa bu cümleyi söylediğimiz zaman Cenabı hakkı suçlamış oluruz.
Bundan sonra her sohbetimizde ara ara dualar vereceğiz ki bu duaları öğrenip ihmal etmeden sürekli okuyalım;
Birinci dua; Rabbimiz nefislerimizi haramlara karşı helallerinle doyur.
Bu duayı bir kerecik rabbimiz bir kabul makbul saatine isabet edip kabul eder ve bereketini üzerimizde tahakkuk ettirir ise o zaman nefsimiz haramdan iğrenir, tiksinir.
Bakın kısa bir örnek; Sofraya çok aç oturduğumuz zamançok fazla yiyeceğimizi zannediyoruz. Ama 10-15 lokma sonra doyuyoruz. Doymak demek mideyi doldurup taşırmak değildir. Rabbimiz doy diye tecelli ederse 3 lokmayla gene doyarız. Eğer o tecelli etmesin o midemiz taşıp ağzımıza gelse yine doymayız.
Herkes sünnetullah gereği gençken bir kadına, kıza sevdalanır. O yıllarda dünyada ondan daha güzeli yoktur. Ama evlenir 5-10 yıl geçer artık tatmin olmamaya gözü başka kadınları görmeye başlar. İşte bu duayı bilip yapsaydı hep kendi helali ile doyardı. Başkasının haramı ne kadar çekici, ne kadar cazip görünse dahi iltifat etmezdi.
Bela Ve Fitne Musibetleri Karşısında Nankör Davranmak
Rabbimiz iki ayette, Bismillah Ve in tusi buyum seyhun bima kadir demet eydihim fe innel insane kefir. Elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunuverirse o zaman da insan pek nankördür, buyuruyor. Cenabı hak dini yönden kendini inkar edene kafir yerine kefir kullandı. Kefir örtmek anlamına gelir. Yani nankörlük yaparak gerçeğin üstünü örttüğünü ifade ediyor. Ortada bir suç var ki onun üstünü örtmeye çalışıyoruz.
Bu ayeti celileyi peygamber efendimiz tefsir buyururken insanlar kendileri azmadıkça helak olmazlar, buyuruyor. Yani helak geldiyse mutlaka çoğunluk azmış, çizgiden çıkmıştır. Helak olmanın Cenabı hakkın katındaki oranına ulaşmışız demektir. Büyük musibetler, büyük belalar, büyük fitneler çoğunluğun yoldan çıkmasıyla olur. İptila ve imtihan musibeti ise ikramıyla gelir.
Amenna demekle kurtulamayacaksınız. Sınanacak, deneneceksiniz buyurulduğu üzere sınanma ve denenme önce imanımızda olur. Ali İmran suresinde bismillah, Ve ma asabekum yevmel tekal cem'ani fe bi iznillahi ve li ya'lemel mu'minin… Başınıza gelen musibet Allah'ın izniyle Bedir müminlerini ortaya çıkarmak ve münafıklık yapanların belli edilmesi içindi, buyuruyor. Demek ki musibetler imanımızı test ediyor. Rabbimiz haşa kendi bilmediğinden değil biz birbirimizi fark etmemiz için mümin ile münafığı elekten geçiriyor.
Hazreti peygamberimiz buyurur ki, Mü’min ekin gibidir. Rüzgarın ekini yatırdığı gibi yatırır. Kafir de çam ağacı gibidir. Rüzgar çam ağacını yatıramaz ama kökünden koparıp da bir kez yatırınca bir daha ayağa kalkması mümkün olmaz.
Hazreti Huzeyfe (ra) şöyle anlatır; Medine'de Hazreti peygamberimiz (sav.) ile beraber oturuyorduk. Bize hitaben islam kelimesini söyleyenlerin adedi kaçtır sayıp bana anlatınız dedi. Biz de ev ev hane hane kişi kişi saydık. Dedik ki Ya resulullah sayımız 600- 700 arasında olduğu halde bize bir kötülük ederler diye mi korkuyorsun dedik. Hayır, siz bilmezsiniz belki iptila olursunuz, Cenabı hak sizi imtihan eder, buyurdu. Ve devam ediyor, Hazreti Huzeyfe; Hakikaten belli bir zaman sonra namazımızı evimizde bile gizli ve yalnız başına kılmaya korkar hale geldik.
Hz. peygamberimiz vefat ettikten sonra irtidat öyle arttı ki bulaşıcı hastalık gibi koskoca coğrafyaya yayıldı. Yeryüzünde 3 tane mescit açık kaldı. Müslümanlar zekat vermemeye başladı. Ve yıllar sonra tekrar yeniden toparlanma oldu. İşte böyle fitnelerin olacağı insanların iman yönüyle deneneceği imtihanların olacağını, bu hadisi şerifte de gördüğümüz üzere peygamberimizin vefatında yaşandı. Ancak Hazreti Ömer efendimiz zamanında toparlanıldı.
Resulullah efendimizin toprağı dahi kurumadan insanlar imtihan ediliyor ve sonuç buraya geliyorsa bizlerin böyle bir imtihanda nerelere geleceğimizi hesap edin. Çünkü böyle iptila sonrası gerçek iman ortaya dökülür. İnsanların söyleyeceği sözlere göre iptiladan sonra imanında tam teslim olanlar, ama fakat lâkin çünkü gibi kelimelerle yalpalayanlar veya direkt dinden çıkanlar, ve tam tersi yeni Müslüman olanlar olur.
Çin'den Malatya'ya kurtarma ekibi olarak gelen Chan isimli Çinli enkazdan bir kuranı kerim bulur. Bu kitap nedir diye sorduğundan Müslümanların inandıkları Allah kelamıdır derler. Kurana saygı ve tazim eder. Müftülü kendine yeni bir kuran hediye eder. Ve Chan o anda Müslüman olur. Ve adını Yusuf olarak değiştirir.
Ölüm en ağır, en acı musibettir ama her canlı, bu musibeti yaşayacaktır. Bismillah, ..fe esabetkum musibetul mevt… başınıza ölüm musibeti gelirse, buyurarak Cenabı hak ölümün musibet olduğunu kendisi bildiriryor.
Rad suresinde Bismillah, …ve yursilus savaıka fe yusibu biha men yeşau… Biz yıldırımları öyle indiririz ki onu dilediğimiz kişiye isabet ettiririz, buyuruyor. Hani günümüzde nokta atışı diye bir tabir var ya onun gibi o yıldırımın kime geleceğini milyonlarca insanın içinden seçiyor. Cenabı hak ayetle ifade ediyorken Müslümanların dahi kullandıkları şans gibi tesadüf gibi kelimelerin inancımızda yeri yoktur. Bir Müslüman bu iki kelimeyi asla kullanamaz. Kainatta hiçbir şey tesadüf değildir. Herşey en ince ayruıntısına kadar planlanmıştır.
Hz. Peygamberimiz; Ölüm musibetinden dolayı mümin kardeşine taziyede bulunan teselli eden kimseyi Allahu tealâ kıyamette kendisine gıpta edilecek cennet elbiselerini giderecektir, buyuruyor.
Yakını vefat ettiği halde sabreden kişinin aldığı ecir ve sevaptan taziyeye giden ve ölen kişinin yakınlarını teselli edenlere de vardır. Demek ki falana ayıp olur diye taziye yapmayacağız. Görüldüğü gibi taziye bir ibadettir,biz ibadet niyetiyle yapacağız.
İkinci hadisi şerif, Kim musibet anında inna lillahi ve inna ile raciun derse Allah o musibeti onun hakkında hayırlı kılar. Kalpten içten ve ihlasında eksiklik olmadan bunu diyecek ki ölüm musibeti ona hayır olarak tecelli eylesin. Rabbimiz o kişiye evladını kaybettiyse hoşnut olacağı yeni bir evlat verir. Kaybettiği yakınının yerine hayırlısını verir.
Hazreti peygamberimiz buyurur ki Birinizin 3 çocuğu ölür. Buna karşılık Allahu tealadan sevap beklerse o mutlaka cennete girecektir. Orada oturan bir kadın ya resulallah eğer 2-3 çocuğu ölürse deyince Resulullah sallallahu aleyhi vesselam 2 çocuğu ölse de aynı sevap verilecektir buyurdu.
Başka bir hadisi şerifte ise Allahu teala mümin kulunun sevdiği kişiyi alır da o kişi buna sabrederse Allahu teala onun için cennetten daha az bir mükâfata razı olmaz, buyuruyor.
Hazreti Ebu Seleme radıyallahu anh vefat etmişti. Oraya taziyeye gelen Hazreti peygamberimiz bitkin şekilde ağlayan Ümmü Seleme radiyallahuanhaya buyurdular ki, ya ümmi seleme sen sürekli inna lillahi ve inna ileyhi racıun tespihatı yap, dedi. Ümmü selame (ra.) resulallah, bana Ebu Seleme’den daha hayırlı ne olabilir ki? Dedi. Efendimiz sükut buyurdular. Çok uzun sürmedi. Hazreti Ümmi Seleme annemiz vefat etti. Ebu Seleme’den daha hayırlısı nasip oldu.
Bu günün ikinci duası; Bu duayı özellikle deprem yaşayan illerimizde yaşayanlar en az 6 ay etmelidir. El hafiz olan yüce rabbimiz! Biz Müslümanların deprem musibeti sınavımızı hitama erdir. Bölgemizde yıkıcı ve öldürücü zelzelelerin olmasına izin verme.
Bismillah. İnne Rabbi ala küllü şey’in hafiz, İnne Rabbi ala küllü şey’in hafiz, İnne Rabbi ala küllü şey’in hafiz. Ve rabbüke ala küllü şey’in hafiz, ve rabbüke ala küllü şey’in hafiz, ve rabbüke ala küllü şey’in hafiz. Velhamdülillahi rabbil alemin rıza el lilla tealel el Fatiha.
Comments